Bunun üzerine Bakanlar Kurulunu toplayan Yoon, kabinenin onayının ardından sıkıyönetimi sona erdirdiğini duyurmuştu. Uzman akademisyenler ile yürütülecek çalışmaların başlangıcı olan “Alanya Belediyesi Odak Toplantısı” Meclis Salonu’nda gerçekleştirildi. Toplantıya Belediye Başkanı Osman Tarık Özçelik ile Birim Müdürleri ve teknik personel katıldı.

Protokol Kapsamında Kaçak Kullanım ve Teknolojik Sistemler Hakkında Çalışmalar Yapılacak

Suyun bu hayati önemiyle beraber, aktif bir su yönetimi ve değişen çevresel, ekonomik, sosyal koşullara göre mevcut su politikaların güncellenmesi konusu dünya ajandasına ilk sıradan girmektedir. Bugüne kadar kısmi bir gelişme göstermiş ancak aynı alanda dünyadaki çeşitli ülkeler ve merkezlerdeki gelişmelerin çok gerisinde kalmıştır.Bu konu ele alınırken, ihtiyacın sadece uzmanlık veya akademik kariyer alanındaki eğitim programları ihtiyacı olmadığı dikkatlerden kaçmamalıdır. Su beton üretiminde doğrudan bir girdi oluşturmakla beraber, çimento üretim sürecinin bir hammaddesi değildir. Ancak çimento ve beton üretim süreçlerinde yer alan kum ve çakıl yıkama, ekipman soğutma sistemleri gibi yardımcı süreçler su kullanımına ihtiyaç duyar. Sektörün sahip olduğu su ayak izinin azaltılması, iklim değişikliğinin bir etkisi olarak önümüze çıkan su kizinin engellenmesine katkı koyan bir adım olacaktır.

İçme Suyu Konusu Tüm Yönleriyle Ele Alındı

Böylece fazla tüketime sahip olan alanlarda iyileştirme çalışmaları yürütülerek, kurumsal su ayak izi ile karbon ayak izinin azaltılması hedefleniyor. Bu yenilikçi politikalar, iklim krizine karşı su yönetiminde sürdürülebilir bir yaklaşım geliştirilmesine katkıda bulunur. Bu uygulamalar, iklim krizinin getirdiği zorluklara karşı yerel yönetimlerin uyum sağlamasına ve gelecekte su kaynaklarını koruyarak daha dirençli toplumlar oluşturmalarına destek sağlar. Yorum yazarak Yeni Alanya Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Yeni Alanya Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Bu durum Türkiye’nin bütün bölgelerinde, arazi bozulumu dolayısıyla çölleşmeye yol açmaktadır. Devlet Başkanı Yoon, 3 Aralık gecesi televizyonda yaptığı konuşmada, “muhalefetin devlet karşıtı aktivitelere karıştığı” gerekçesiyle sıkıyönetim ilan etmiş ancak parlamentonun, yaptığı oylamada kararı kaldırması ve ardından bunun Bakanlar Kurulunda onaylanmasıyla geri adım atmıştı. Eski zamanlarda, kara kütlesinin bir su kütlesi üzerinde yüzdüğü ve nehirlerdeki suyun çoğunun kökeni toprak altında olduğu yaygın olarak düşünülmüştür. Bu inancın örnekleri Homer’in (MÖ 800 dolaylarında) eserlerinde bulunabilir.

Elimizdeki bu değerin kıymetini maalesef tam olarak bilmiyor ve yeterince koruyamıyoruz. Türkiye, kara sınırlarının yaklaşık dörtte biri sınıroluşturan nehirler tarafından oluşturulan ve su potansiyelinin %35’i sınıraşan su havzalarından kaynaklanan Jeopolitik öneme sahip bir ülkedir. Türkiye’nin tüm komşu ülkelerle sınıraşan veya sınıroluşturan bir nehir ilişkisi de mevcuttur. Ayrıca Türkiye sınıraşan su havzaların bir çoğunda kaynak ülke konumundadır.

Sürdürülebilir işletme, küreselde ve yerelde çevre, toplum ve ekonomi üzerinde minimum olumsuz ve maksimum olumlu etkiyle faaliyetlerini sürdüren girişimlerdir. Sürdürülebilir işletmeler çevresel, sosyal ve ekonomi alanlarında adil politikalara sahiptirler. Doğrusal ekonomiyi reddederek, döngüsel ekonomi anlayışı ile hareket ederler. Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları’nı destekler ve dahil oldukları iş kolu bazında aldıkları kararlara sürdürülebilirlik ilkelerini dahil ederler. Başka bir deyişle, bugünkü dünyanın ihtiyaçlarını, gelecek nesillerin kendi ihtiyaçlarını karşılama kabiliyetinden ödün vermeden karşılamayı amaç edinirler.

Biyojeokimyasal döngü üzerindeki etkiler

Okyanus tuzluluk modellerinin yoğunlaşan su döngüsünün tanımlanabilir bir parmak izini ifade ettiğini gösteriyoruz. 50 yıllık gözlemlenen küresel yüzey tuzluluk değişimlerimiz, küresel iklim modellerindeki değişikliklerle birleştiğinde, yüzey ısınma derecesi başına% 8 ± 5 oranında yoğunlaşmış bir küresel su döngüsünün güçlü kanıtlarını sunmaktadır. Bu oran, mevcut nesil iklim modellerinin öngördüğü tepkinin iki katıdır ve küresel su döngüsünün önemli bir (% 16 ila 24) yoğunlaşmasının gelecekte 2 ° ila 3 ° daha sıcak bir dünyada meydana geleceğini düşündürmektedir.

Diğer kaynak yönetim türlerinde olduğu gibi, bu pratikte nadiren mümkündür. Yeraltı suyu yüzeye dönebilir (örneğin kaynak olarak veya pompalanarak) veya sonunda okyanuslara sızabilir. Su, yerçekimi kuvveti veya yerçekimi kaynaklı basınçlar altında, sızdığı yerden daha düşük bir yükseklikte kara yüzeyine geri döner. Yeraltı suyu yavaş hareket etme eğilimindedir ve yavaşça yenilenir, böylece binlerce yıl akiferlerde kalabilir. İzmir Büyükşehir Belediyesi Park ve Bahçeler Dairesi Başkanı Müge Deniz Bal da İzmir Büyükşehir Belediyesi’nin su tüketiminin yüzde 80’inin, kendi birimlerine ait olduğunu ifade etti.

Çölleşme ve Kuraklık dünyada 169 ülkeyi ,yaklaşık 1,5 milyar insanı ve dünya kara alanlarının yaklaşık %25’ini etkilemektedir. Uzmanlar çölleşme ve kuraklığın  10 yıl içinde 50 milyon kişiyi göçe zorlayabileceğini ileri sürüyor. Dünyada suyun adil kullanımı, eşit paylaşımı ve su güvenliğinin sağlanması amacıyla küresel, bölgesel ve ulusal boyutta etkinlik gösteren birçok kurum bulunmaktadır. Su yönetimi konusunda Birleşmiş Milletler (BM) birçok programı ve kurumu ile birlikte en etkin rolü üstlenmiş durumdadır.

Su, bütün canlıları yaşamları boyunca hem kendisine bağlayan hem de onların yaşamlarını doğrudan etkileyen vazgeçilmez bir kaynaktır. Su sadece insan için biyolojik bir gereksinim değil, aynı zamanda ekonomik, toplumsal, kültürel yaşamın da bizzat kendisidir. Ancak yaşamsal öneme sahip olan bu kaynak, ne yazık ki yeryüzünde sınırlı miktarda bulunmaktadır. Buna karşın artan dünya nüfusu ve ekonomik gelişmeler, bir yandan suya olan talebi artırmakta diğer yandan sınır değerlere yaklaşmış görünen su rezervlerini tehdit etmektedir. Bugün mevcut su kaynakları, artan nüfus, küresel ısınma, tarım, sanayileşme ve kentleşme gibi unsurların tehdidi altındadır.

Toplantıda içme suyu temin ve dağıtım sistemlerinde su kayıplarının azaltılması, içme suyu kaynaklarının envanterinin oluşturulması, içme suyu üzerindeki çevresel baskı ve etkilerin analiz edilmesi ile arıtma tesislerinin değerlendirilmesi üzerine görüş alışverişinde bulunuldu. Doğal zararlı kontrol yöntemlerinin avantajları arasında çevre dostu ⁣olmaları ve kalıcı çözüm sunmaları yer alır. Bu‍ sebeple, sürdürülebilir ⁢tarım pratikleri​ ile su kaynaklarını ve çevreyi korumak mümkündür. “Birleşmiş Milletler Çölleşme ile Mücadele Sözleşmesi’nin” 17 Haziran 1994 yılında kabul edilmesinden bu yana her yıl, ülkemizde ve dünyada çölleşmeyle mücadelenin önemine dikkat çekmek maksadıyla “Çölleşme ve Kuraklık Günü” etkinlikleri düzenlenmektedir.

Bu uygulamaların ‍etkin şekilde yürütülmesi ⁤için, çiftçilerin bölgenin iklim ve‍ toprak ‍koşullarına uygun ​türleri seçmeleri önemlidir. Çimento ve beton endüstrisi su krizine dair risklerin azaltılması kanalıyla yerel paydaş ilişkilerine de fayda sağlayabilecek bir su yönetimi stratejisini tanımlamayı öncelik olarak görmektedir. Bu kapsamda özellikle su stresi olan alanlara odaklanarak çekilen su miktarları ve deşarj edilen suyun kalitesinin yönetilmesi planlanmalıdır. Bunun ilk adımı ise üretim sahalarında suyun akış şemasına hâkim olmaktır. Dünyada var olan bu su krizi nüfusunun %40ʼını etkiliyor ve bu oranın gelecekte artacağı tahmin ediliyor. Temiz suya ve sıhhi koşullara erişim bir insan hakkı ancak milyarlarca insan hala en temel hizmetlere erişimden bile mahrum yaşıyor.

Ülkemizde tabii çöl yok ancak coğrafi konum, iklim, topografya ve toprak şartları göz önüne alındığında  arazi tahribatına ve kuraklığa karşı hassasiyeti yüksek bir ülkeyiz. Su yönetimi, ihtiyaç ve talepleri dikkate alarak, kaynakların optimum yararlı kullanımlarını sağlayacak ve kaynaklara olan olumsuz etkileri kontrol altına alacak politika geliştirme, planlama, izleme, denetim, yaptırım ve iyileştirme faaliyetlerinin bütünüdür. Ana muhalefetteki Demokrat Parti ve 5 küçük muhalefet partisinin, sıkıyönetim ilanının anayasaya aykırı olduğu gerekçesiyle Yoon’un azli için meclise sunduğu önerge, 7 Aralık’ta yapılan oylamada nitelikli çoğunluğa ulaşılamadığı için reddedilmişti. Bir rezervuarın hidrolojik döngü içerisinde kalma süresi, su kütlesinin kendi suyunu yenileme süresi, bir su molekülünün bu rezervuarda geçireceği ortalama süredir (bitişik tabloya bakınız). Suyun atmosferde dolaşımı.[9] Adveksiyon olmadan, okyanuslar üzerinde buharlaşan su karada çökelemez. Karşıyaka Belediyesi, geçen yaz Yamanlar Dağı’nda meydana gelen orman yangınının binlerce ağaca zarar vermesi nedeniyle baş gösteren sel ve taşkın risklerine karşı, Slovakya’dan uzmanların katılımıyla panel düzenledi.

Suyun sürdürülebilir kullanımı tartışılarak, su yönetimineyönelik öneriler verilmiştir. Türkiye’nin yüzde 22,5’i yüksek çölleşme, yüzde 50,9’unun ise orta düzeyde çölleşme hassasiyetine sahip . “Ekolojik olarak hassas olan alanlarımızda bitki örtüsünün tahribiyle tabii dengenin bozulması, toprak ve ana materyalin aşınmasına yol açmaktadır.

Su kaynaklarının sürdürülebilir yönetimi gıda ve enerji üretiminin de daha iyi yönetilmesi anlamına gelir. Böylece insan onuruna yakışır iş imkânlarının artmasına ve ekonomik kalkınmaya katkı sağlanır. Dahası su ekosistemlerini, biyolojik çeşitliliği korunabilir, iklim değişikliği ile mücadele https://irfanbereketi.com/ alanında adım atılabilir.

Ankara’da düzenlenen toplantıya Tarım Orman Bakan Yardımcısı Ebubekir Gizligider, Türkiye Belediyeler Birliği Genel Sekreteri Suat Yıldız, Su Yönetimi Genel Müdürü Afire Sever, MUSKİ Genel Müdür Yardımcısı Nuri Kali ile İZSU Genel Müdürü Gürkan Erdoğan katıldı. Su Yönetimi ve Arıtım Teknolojileri Araştırma Grubu tarafından, Tarım ve Orman Bakanlığı, Çevre Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı ve Büyükşehir Belediyeleri başta olmak üzere çok sayıda ulusal ve uluslar arası kurumla ortak çalışmalar yürütülmektedir. Türkiye orman varlığı 22 milyon 740 bin 297 hektar ile ülke yüzölçümünün yüzde 29’udur. Bu alan içerisinde normal kapalı orman alanı 13 milyon 83 bin 510 hektar ile toplam ormanlık alanının yüzde 58’ini, boşluklu kapalı orman alanı ise 9 milyon 659 bin 787 hektar ile toplam ormanlık alanın yüzde 42’sini oluşturmaktadır. Çimsa bugün yurt içinde Mersin, Eskişehir ve Afyonkarahisar’da bulunan 3 entegre çimento fabrikası ve yurt dışında İspanya Valensiya’da bulunan Buñol Beyaz Çimento Fabrikası ile üretim faaliyetlerini yürütüyor.

Leave a Reply

Your email address will not be published. Required fields are marked *